2026 Asgari Ücret için Dikkat Çeken 4 Senaryo! Gelecek Ne Getirecek?
2026 asgari ücret müzakereleri Aralık ayında başlayacak. Enflasyon, yoksulluk sınırı ve sendikaların tutumu sürecin gelişimini etkileyecek.
Türkiye'de yaklaşık 7 milyon çalışanın doğrudan, tüm toplumun ise dolaylı olarak etkileneceği 2026 yılı asgari ücret belirleme sürecinin başlangıcına sayılı günler kaldı. Aralık ayında toplanacak olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndan çıkacak olan karar, milyonlarca bireyin maddi durumunu ve işletmelerin maliyet dengesini yeniden şekillendirecek.
Ancak, 2025 yılı boyunca süregelen yüksek enflasyon, azalan alım gücü ve artan hayat pahalılığı, bu yılki müzakerelerin zorlu bir süreç olacağını göstermekte. Mevcut net asgari ücret 22.104 TL iken, TÜRK-İŞ verileri ışığında, bu rakam açlık sınırının bile altında kalıyor.

Yıl Sonu Enflasyonu Belirleyici Olacak
Asgari ücret artışında temel referans noktası, her zaman olduğu gibi enflasyon oranı olma özelliğini koruyacak. Merkez Bankası’nın yayımladığı Enflasyon Raporu'nda, 2025 yıl sonu enflasyon tahmin aralığı %31 ile %33 arasında revize edildi. Bu oran, yeni yılda gerçekleşecek zam oranının alt sınırını belirleyecek.
Hükümetin Orta Vadeli Programı (OVP) da bu seviyelere yakın tahminler içermekte. Buna göre, yalnızca enflasyon farkının yansıtıldığı bir senaryoda tansiyonun %31 ile %33 arasında artacağı öngörülüyor. Ancak, sendikalar, “sadece enflasyon zammı” talebinin yetersiz olduğunu belirtiyor.

İşçilerin Talepleri Açlık Sınırının Üstünde
İşçi temsilcisi sendikalar, masaya “açlık sınırının altında maaş kabul edilemez” söylemiyle oturacak. TÜRK-İŞ’in Ekim 2025 verilerine dayanarak, dört kişilik bir ailenin sağlıklı bir şekilde beslenmesi için gereken aylık harcama 28.412 TL’ye yükseldi. Bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyeti ise 36.984 TL olarak hesaplanıyor.
Bu rakamlar mevcut asgari ücretin açlık sınırının yaklaşık 6.300 TL altında olduğunu gösteriyor. Sendikalar, yalnızca enflasyon farkı değil, “refah payı”nın da eklendiği bir artış talep ettiklerini vurguluyor. Türk-İş yönetimi, “Asgari ücretin gıda harcama sınırının altında kalması kabul edilemez” diyerek net bir tavır sergiledi.

Sendikalar Arasında Temsil Krizi
Bu yılki görüşmelerin en dikkat çekici yönlerinden biri, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndaki temsil krizidir. İşçi tarafını temsil eden TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ, komisyonun yapısını protesto ederek görüşmelere katılmamaya karar verdi. Sendikalar, 15 kişilik komisyonda işçi temsilinin yalnızca 5 kişi ile sınırlı olmasını ve kararların hükümet ile işverenler bloğunun 10 oyu ile alınmasını eleştiriyor.
Bu gelişmeler, 2026 asgari ücretinin hükümet ve işverenlerin mutabakatıyla belirleneceği yorumlarına yol açtı. Sendikaların süreçten çekilmesi, toplumsal meşruiyetin ve denge unsurlarının zayıflamasına neden oluyor. Çalışma çevreleri, bu yılki görüşmelerin “pazarlık”tan çok “belirleme” süreci halini aldığını değerlendiriyor.

İşverenlerin Görüşleri: Maliyet ve Rekabet
İşveren kesimini temsil eden Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), zam oranının yüksek olmasının üretim maliyetlerini artıracağına inanıyor. TİSK yönetimi, enflasyon üzerinde yapılacak artışların istihdam kaybı riskini artıracağı ve kayıtdışı çalışmayı teşvik edebileceğini savunuyor.
İşverenler ayrıca, gelecek süreçte vergi yüklerinin azaltılması ve SGK prim desteğinin artırılması gerektiği yönünde taleplerde bulunacak. TİSK yetkililerine göre, “dengeleyici bir artış” yapılması, hem işletmelerin sürdürülebilirliği hem de çalışanların alım gücünün korunması için önemli bir gereklilik.

Olası Zam Senaryoları Masada
Mevcut net 22.104 TL üzerinden yapılan olası zam hesaplamalarına göre, enflasyon oranına ve refah payına bağlı olarak şu senaryolar öne çıkıyor:
Zam Oranı Net Tutar (Tahmini) Brüt Tutar (Tahmini) Senaryo
| %31 | 28.956 TL | 34.066 TL | Merkez Bankası alt tahmini |
| %33 | 29.378 TL | 34.563 TL | Enflasyonun üst sınırı |
| %35 | 29.841 TL | 35.107 TL | Refah payı eklenmiş senaryo |
| %40 | 30.946 TL | 36.407 TL | İşçi taleplerine yakın oran |
İşçi temsilcileri, açlık sınırı olan 28.412 TL’nin “psikolojik eşik” olarak kabul edilmesini talep ediyor. Bu nedenle, zam oranının %31’un biraz üzerinde belirleneceği ve 28.500 TL ile 30.000 TL arasında bir miktarda uzlaşılacağı düşünülüyor.

Aralık'a Kilitlenmiş Gözler
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun Aralık ayında üç aşamalı olarak toplanması ve yeni ücreti 31 Aralık tarihine kadar açıklaması bekleniyor. Belirlenen yeni ücret, 1 Ocak 2026 itibarıyla geçerli hale gelecek.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, sürece dair yaptığı açıklamada, “Tarafların ortak bir uzlaşmaya varacakları, hem çalışanı hem de işvereni koruyacak bir rakam üzerinde mutabık kalmalarını umuyoruz” şeklinde ifade etti. Ancak, sendikaların masada yer almadığı, enflasyon oranlarının yüksek seyrettiği ve açlık sınırının aşıldığı bir ortamda bu mutabakatı sağlamak pek de mümkün görünmüyor.
2026 asgari ücret pazarlığı, Türkiye ekonomisinin en kritik göstergelerinden biri haline gelecek. Milyonlarca vatandaş, Aralık ayında açıklanacak olan rakamın yeni yılın ekonomik yönünü de belirleyeceğini merakla bekliyor.