Asgari Ücret Beklentileri Belli Oldu! Ünlü Ekonomistten Önemli Tahminler

Ekonomist Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, asgari ücretin bu yıl da geçen yılki hesaplama yönteminin uygulanabileceği yönündeki öngörüsünü paylaştı. Eryılmaz, özellikle altın ve gümüş piyasalarında kısa vadeli dalgalanmalar gözlemlense de genel eğilimin yukarı yönlü olduğunu vurguladı.

Asgari ücret ve emtia piyasalarına yönelik görüşlerini açıklayan Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, enflasyon beklentileri ve altın ile gümüş fiyatlarının yıl sonu durumu hakkında önemli bilgiler paylaştı. Sözcü TV’deki programda konuşan Eryılmaz, hükümetin geçen yıl uyguladığı sistemi hatırlatarak benzer bir durumun bu yıl da gündeme gelebileceğine işaret etti.

ASGARİ ÜCRETE YENİDEN GEÇEN YILIN YÖNTEMİ

Eryılmaz, geçtiğimiz yılki asgari ücret artışının, beklenen enflasyon oranı üzerinden belirlendiğini ve toplamda yüzde 30’luk bir artışın, yüzde 4'lük bir refah payıyla birlikte gerçekleştiğini hatırlattı.

Bu yıl için de aynı senaryonun geçerli olabileceğine dikkat çeken Eryılmaz, Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon tahmininin yüzde 19 seviyesinde olduğunu ifade etti. Beklentilerin üzerinde bir artış olabileceğini belirten Eryılmaz, yüzde 4 veya 5 oranında bir refah payının eklenebileceğini vurguladı. “Benim öngörüm minimum yüzde 23, maksimum yüzde 26 aralığında bir artış” dedi.

Bu veriler ışığında, yüzde 23'lük bir artış sonucunda asgari ücretin 27 bin 187 TL olacağı, yüzde 25-26’lık artışlar için ise 27 bin 630 TL seviyelerine ulaşılabileceği ifade edildi.

ALTINDA DENGELİ HAREKETLER

Geçtiğimiz hafta altında gözlemlenen hareketlerin dikkat çekici olduğunu belirten Eryılmaz, ABD hükümetinin açılmasının normal şartlarda altın ve gümüşün değer kaybetmesine yol açması gerektiğini ancak bunun tam tersinin gerçekleştiğini aktardı.

Yatırımcıların, “Hükümet açıldı, ekonomik veriler açıklanacak; bu durumda Fed de faiz indirecek” algısıyla hareket ettiğini ifade eden Eryılmaz, bunun ardından farklı bir durum yaşandığını belirtti. Eryılmaz: “Altın ve gümüş değer kaybetti. Fed üyeleri konuşunca değerli metallerde düşüş yaşandı. Fed yetkilileri ‘faiz indirmeye gerek yok’ diyince piyasalarda belirsizlik meydana geldi.”

Altında belirli dönemlerde düşüşler beklenebileceğini ancak genel yönün yukarı doğru olduğunu vurgulayan Eryılmaz, gram altın için 6 bin TL seviyesinin üstünde beklentisinin devam ettiğini açıkladı.

Eryılmaz, ons altında 4 bin 380 dolarlık seviyenin korunması halinde güçlü bir yükselişin mümkün olduğunu da sözlerine ekleyerek, “Altında güçlü bir yükseliş için biraz daha zamana ve ek katalizörlere ihtiyaç var” dedi. Eryılmaz’a göre altın ve gümüş bir süre boyunca durağan bir seyir izleyebilir.

GÜMÜŞ, 2025 YILI İÇİN ZİRVE YIL OLDU

Bu yılın “gümüş yılı” olduğunu vurgulayan Eryılmaz, gümüşün altını bile geride bıraktığını belirtti. Fed’in faiz indirmesi, güvenli liman talebinin devam etmesi ve resesyon riskinin oluşmaması durumunda gümüş fiyatlarında önemli artışların görülebileceğini kaydetti.

Ancak, büyüme verileri kötü gelirse gümüşte daha zayıf bir performans sergilenebileceğini de ifade etti. Gümüşün endüstriyel bir ürün olduğunu hatırlatan Eryılmaz, “Altın tarafında sert bir satış dalgası olursa gümüş de bu durumdan olumsuz etkilenir. Bunun tersi bir durumda ise gümüş yükselir” dedi.

FİZİKSEL Mİ YATIRIM FONU MU?

Altın ve gümüş yatırımı için fiziksel varlık mı yoksa fon mu tercih edilmesi gerektiği konusunda da görüş bildiren Eryılmaz, yatırım süresinin önemli bir belirleyici olduğunu ifade etti.

Kısa vadeli alım-satım yapmak isteyenler için AltınS1 ya da borsa üzerinden işlem gören altın sertifikalarını öneren Eryılmaz, gümüş için de GMSTR ismiyle bilinen Gümüş ETF’sine dikkat çekti.

Uzun vadeli düşünülmesi halinde çalınma riski bulunmadığı takdirde fiziksel altın veya gümüş alınabileceğini belirtti.

Doç. Dr. Filiz Eryılmaz’ın yorumları, yılın sonuna yaklaşırken hem ücret politikaları hem de değerli metal piyasalarındaki yön arayışının sürdüğü bir dönemde oldukça önemli bir yol gösterici niteliği taşıyor. Hem altın ve gümüşdeki dalgalanmalar hem de asgari ücretteki olası artışlar, piyasa trendlerini belirleyen başlıca unsurlar olarak görünmeye devam ediyor.