Asgari Ücret Zammı İçin Korkutan İhtimaller: Son Durum!

Yılbaşına yaklaşırken, birçok asgari ücretli geçim sıkıntısıyla yeni zam oranını merakla bekliyor.

Asgari Ücret Zammı İçin Korkutan İhtimaller: Son Durum!

Yeni yıla sayılı günler kala, asgari ücretle geçinen milyonlarca kişi, hayat pahalılığı altında sıkışmış bir şekilde, açıklanacak yeni zam oranını sabırsızlıkla bekliyor.

Hayat pahalılığının daha da arttığı, temel ihtiyaçların karşılanmasının giderek zorlaştığı bu dönemde, mevcut asgari maaş bile gıda harcamalarını karşılamakta yetersiz kalıyor. Çalışanlar, enflasyon karşısında yaşadıkları zorlukların ne kadar süreceğine dair yeni ücretin açıklanmasıyla birlikte bir umut taşımaktadırlar.

Türkiye’de milyonlarca vatandaş, yeni asgari ücret zammına odaklanmış durumda. Yılbaşına 1,5 ay gibi bir süre kalmış olmasına rağmen, işçilerin aklında ne yılbaşı hediyeleri ne de yeni yıl planları var. Ay sonunu zor getiren çalışanlar, artan fiyatlar karşısında temel bir merak içinde; maaşlarının ne kadar olacağını sorguluyorlar.

Bekar bir çalışanın bile geçimini sağlamakta zorlandığı günümüzde, evli ve çocuk sahibi olanların durumu çok daha kritiktir.

Asgari ücret, sadece bir kazanç değil, aynı zamanda sosyal yardımlardan işsizlik sigortasına, borçlardan cezalara kadar birçok ekonomik kalemin belirleyicisi olan önemli bir göstergedir.


ENFLASYONDAN EN ÇOK ETKİLENENLER ASGARİ ÜCRETLİLER

Türkiye Gazetesi’nden SGK uzmanı İsa Karakaş’ın köşe yazısında yer aldığına göre, 2024 yılındaki resmi enflasyon oranı %44,38 olarak belirlenecekken, 2025 yılı için yapılan %30’luk artış bu kaybı telafi etmeye yetmemiş durumda. Net maaş 17.002 TL’den 22.104 TL’ye yükselmiş olsa da, ardı ardına gelen fiyat artışları bu artışı hızla eritti.

Ocak ayındaki enflasyon %5,03, temmuzda ise %16,67 seviyelerine ulaşarak, çalışanların satın alma gücünü dahi geçtiğimiz yılın gerisine düşürdü. Orta Vadeli Program’daki enflasyon hedefinin %28,5’a yükselmesi ve Merkez Bankası’nın TÜFE tahminini %31-33 aralığına çekmesi tabloyu daha da zorlaştırıyor.

AÇLIK SINIRI TARİHİ ZİRVESİNDE

Türk-İş’in ekim ayına ait verileri, işçilerin mali durumunu gözler önüne seriyor. Açlık sınırı 28.412 TL’yi geçmiş durumda, bekâr bir işçinin aylık “geçim maliyeti” ise 36.984 TL’ye yükseldi. Bu rakam ile mevcut asgari ücret arasındaki fark ise 14.880 TL’dir.

İsa Karakaş’ın değerlendirmesine göre bu maliyet her geçen ay artış gösteriyor ve Şubat ayında yeni asgari ücretin yürürlüğe girmesiyle birlikte bu rakamın 40.000 TL’yi aşması bekleniyor. Dolayısıyla, yeni ücret açıksa bile açlık sınırının altında kalma riski devam ediyor.


ÇALIŞANLARIN TEMSİLİ MASADA YETERSİZ

Asgari ücret belirleme sürecinin bir başka tartışmalı boyutu ise çalışanların temsil edilmemesi. Komisyon üyelerinin hiçbiri asgari ücretle çalışan biri değil, bu da kararların çalışanların lehine olmasını zor hale getiriyor.

Çalışanların %45’inin asgari ücretle geçindiği bir ortamda, milyonlarca kişinin geleceğini belirleyen komisyonun kararları, yüksek faiz baskısı, döviz kuru istikrarı, ihracat kaygıları ve istihdam koruma endişeleri gibi unsurlar göz önünde bulundurularak alınıyor.

Bu sebeplerle, 2026 için belirlenecek yeni ücretin yine açlık sınırının altında kalacağı tahmin ediliyor. Komisyonun yapısının genişletilmesi bile durumu değiştiremeyecek; çünkü eşit oy durumunda başkanın bulunduğu taraf çoğunluk kabul ediliyor.

ASGARİ ÜCRET İÇİN MASADAKİ SON TAHMİN 27-30 BİN TL ARASINDA

Arka planda yapılan sohbetlerde, açlık sınırının altında kalacak şekilde yeni asgari ücret rakamının 27-30 bin TL aralığında olabileceği dile getirilmektedir.

Bu miktar, Türk-İş’in Şubat ayı için öngördüğü 40 bin TL’lik yaşama maliyetinin oldukça gerisinde kalmaktadır.